Fotoğraf makinemi ve sırt çantamı hazırlayıp atladım arabaya ver eli İzmit. Şansıma çok güzel güneşli ve sıcak bir hava vardı. Yani tam olarak pastırma yazı denen cinsten.
Çok kısa zamanda incelemek istediğim birinci lokasyona Dilovası'nın kuzeyi ulaştım. Tahmini lokasyonda iki saate yakın bir arama yaptım. Tam arabaya binip dönüşe geçeceğim sıralarda çalılar arasında bir parıltı görüverdim. İşte dedim orada beni bekliyor. İnip etrafı tekrar iyice taradım ancak sadece 4-5 tane bir gördüm.
İnip örnekleri incelediğimde gördüm ki bu bölgeden hiç bilinmeyen bir tür. Bu alanı kendisine mekan tutmuş. Crocus mazziaricus Ege kıyılarında çok yaygın olsa bile bu bölge için çok sıra dışı bir örnekti.

Bugünün ikinci hedefini gerçekleştirmek üzere hiç zaman kaybetmeden arabaya atlayıp navigasyona Kandıra yazdım. Bir buçuk saat sonra navigasyonda bayrak göründü.
Etrafı inceden gözledim. Çiğdemlerin olabileceği küçük bir tepe gözüme takıldı. Dedim eğer varsa o tepededir. Arabayı bu tepeye doğru sürdüm ve sezgilerinde yanılmamıştım. Tepenin üzeri çiğdemler ile kaplıydı. Evet aradığım Crocus sakariensis / (Sakarya Çiğdemi) buydu. Etrafta yaptığım incelemelerde bu türe başka hiçbir yerde rastlayamadım.

Günün yorgunluğunu da Şile sahilinde güzel bir çay bahçesinde gün batışını izleyerek attık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder